Bütün öğleden sonrayı arkadaşlarla sohbet ederek geçirdim.
- I spent the whole afternoon chatting with friends.
Facebook'taki arkadaşlarının resimlerine bakmak vakit kaybıdır.
- Looking at your Facebook friends' photos is a waste of time.
Tom Mary ile arkadaş olmak istiyor.
- Tom wants to be friends with Mary.
Nancy ile arkadaş olmak istiyorum.
- I want to make friends with Nancy.
Gerçek dostluk paha biçilmezdir.
- True friendship is priceless.
Benim en iyi dostum bir kitaptır.
- My best friend is a book.
Beni seven bir arkadaşım var.
- I have a friend who loves me.
Süngerbob ve Patrick arkadaştır.
- Spongebob and Patrick are friends.
Tom Mary ile arkadaş olmak istiyor.
- Tom wants to be friends with Mary.
Seninle arkadaş olmak istemiyorum.
- I don't want to be friends with you.
O gerçekten bir arkadaş değil, sadece bir tanıdık.
- He is not really a friend, just an acquaintance.
Onun birçok tanıdıklar ancak birkaç arkadaşı var.
- He has many acquaintances but few friends.
Biz arkadaş olmak için burada değiliz.
- We're not here to make friends.
Parti başka insanlarla arkadaş olmak için elverişli bir yerdir.
- A party is a good place to make friends with other people.
Tom hâlâ tamamen eskisi kadar arkadaş canlısı.
- Tom is still just as friendly as he used to be.
Erkek arkadaşım akıllı, yakışıklı, ve cana yakındır.
- My boyfriend is smart, handsome, and friendly too.
Erkek arkadaşım akıllı, yakışıklı, ve cana yakındır.
- My boyfriend is smart, handsome, and friendly too.
Köpekler insanın en yakın arkadaşlarıdır.
- Dogs are man's closest friends.
Nancy ile arkadaş olmak istiyorum.
- I want to make friends with Nancy.
Ben Tom ile arkadaş olmak için elimden geleni yaptım.
- I did my best to make friends with Tom.
Seninle arkadaş olmak istemiyorum.
- I don't want to be friends with you.
Tom Mary ile arkadaş olmak istiyor.
- Tom wants to be friends with Mary.
Senin babanın arkadaşları onun tek destekçileri değil.
- Your father's friends aren't his only supporters.
Sevgili bir arkadaşım tarafından desteklendim.
- I was aided by a dear friend.
Ben bir arkadaşa yardımcı olmaya çalışıyorum.
- I'm trying to help a friend.
Arkadaş birbirlerine yardımcı olmalıdır.
- Friends should help one another.
Duydum ki İngiliz insanlarla arkadaşlık kurmak zaman alıyor.
- I hear it takes time to make friends with the English people.
See.
In fact, he could be so mean to the others in the pet store they would often call him Nigel No Friends when he wasn't listening.
I’m not a friend of cheap wine.
You’d better watch it, friend.
To make a function be a friend to a class, the reserved word friend precedes the function prototype.
One of the most used features of MySpace is the practice that is nicknamed friending. If you friend someone, then that person is added to your MySpace friends list, and you are added to their friends list.
Lo sluggish Knight the victors happie pray: / So fortune friends the bold .
... BERNI SEEFELD: So my friends, they're from Rome, and so they ...
... You can ask your friends. ...