Su altında nefes alabilmenin hayalini kurardım.
- I used to dream about being able to breathe underwater.
Tepeye kadar koştuktan sonra, ben tamamen nefes nefese kaldım.
- After running up the hill, I was completely out of breath.
Tom soluklanmak için durdu.
- Tom paused to catch his breath.
Tom soluklanmak için durmak zorunda kaldı.
- Tom had to stop to catch his breath.
Tom uzun bir soluk aldı.
- Tom drew a long breath.
Tom soluklanmak için durdu.
- Tom paused to catch his breath.