You'll have to make a toast but it's just a formality.
- Bir tost yapmak zorunda kalacaksınız, ancak bu sadece bir formalitedir.
Please, don't be concerned about it. It's just a formality.
- Lütfen bu konuda endişe etmeyin. Bu sadece bir formalite.
Tom gave Mary a perfunctory kiss.
- Tom Mary'ye formalite icabı bir öpücük verdi.