Ona bir oyunda meydan okudum.
- I challenged him to a game.
Betty bir tenis oyununda bana meydan okudu.
- Betty challenged me to a game of tennis.
O ona vurmak için kışkırtıldı.
- He was provoked into hitting her.
Saldırı tüm bu gereksiz hakaretler tarafından kışkırtıldı.
- The aggression was provoked by all those gratuitous insults.
Onlar kralın yasalarına meydan okudular.
- They defied the laws of the king.