Soruyu bir süre düşünüp taşındı.
- She pondered the question for a while.
O, bir süre orada durdu.
- He stood there for a while.
Bu paketleri kısa bir süreliğine bırakmak istiyorum.
- I want to leave these packages for a while.
Erkek kardeşi bir süredir kayıp.
- His brother has been missing for a while now.
Bir süredir seni görmedim.
- I haven't seen you for a while.
Tom ve Mary bir süre için birbirlerini göremeyecekler.
- Tom and Mary probably won't see each other for a while.
Bir süre için gitmiş olabilirim.
- I may be gone for a while.
... to live in Silicon Valley for a while and work for a small ...
... he walks up and down while he's giving the talk. Then he stops and he says, "Oh yeah, ...