Onun için bir gömlek satın aldı.
- She bought a shirt for him.
Onun için ne kadar ödedin?
- How much did you pay for him?
Bunun için tüm sorumluluğu kabul edeceğim.
- I will accept full responsibility for this.
Bunun için çok yaşlanıyorum
- I'm getting too old for this.
Yardımın için sana çok fazla teşekkür edemeyiz.
- We cannot thank you too much for your help.
Ben nezaketin için sana çok minnettarım.
- I am much obliged to you for your kindness.
İyiliğiniz için size minnettarım.
- I am grateful to you for your kindness.
Yardımınız için size çok minnettarım.
- I'm very grateful to you for your help.
Senin için akşam yemeği pişireyim mi?
- Shall I cook dinner for you?
Bunu senin için yapıyorum.
- I'm doing it for you.
Bu benim için çok zordu.
- It's too hard for me.
Bu benim için çok zordu.
- This is very difficult for me.
run for it.
... Then he shows this slide of him, and he's climbing up a mountain. You can see he's clinging ...
... we tell him her or him that, look, you do one version for ...