O, bir süre orada durdu.
- He stood there for a while.
Soruyu bir süre düşünüp taşındı.
- She pondered the question for a while.
Bu paketleri kısa bir süreliğine bırakmak istiyorum.
- I want to leave these packages for a while.
Ben bir süredir buradayım.
- I've been here for a while.
Bir süredir Tom'u görmedim.
- I haven't seen Tom for a while.
Bir süre için gitmiş olabilirim.
- I might be gone for a while.
Ben bir süre için tekrar dişçiye gitmek zorunda kalmamalıyım.
- I shouldn't have to go to the dentist again for a while.