Yapmanız gereken bütün şey beni izlemektir.
- All you have to do is follow me.
Onları izlemek zorunda değilim
- I don't have to follow them.
Tom'u takip etmek zorundayız.
- We have to follow Tom.
Sıkı bir diyet takip etmek önemlidir.
- It's important to follow a strict diet.
Anne Alice'in onu takip etmesini belirtti.
- The mother signed to Alice to follow her.
Sosyal görevliden Stevenson ailesi hakkındaki bilgiyi takip etmesi istedi.
- The social worker was asked to follow up the information about the Stevenson family.
Biz onun dersini izlemeliyiz.
- We should follow his example.
Kitaplar bilimleri izlemeli ve bilimler kitapları değil.
- Books must follow sciences, and not sciences books.
Köpek kuyruğunu sallayarak, sahibini izledi.
- The dog followed its master, wagging its tail.
Biz onun dersini izlemeliyiz.
- We should follow his example.
O emirleri dinlemekten başka seçeneğim yok.
- I have no choice but to follow those orders.
Yapacağın tek şey onun tavsiyesini dinlemek.
- All that you have to do is to follow his advice.
Nedenler aşağıdaki gibi.
- The reasons are as follows.
O, sonuca bakarak aşağıdaki gibi söyledi.
- By way of conclusion he said as follows.
Sadece talimatlara uymak zorundasın.
- You only have to follow the instructions.
Onlara uymak zorunda değiliz.
- We don't have to follow them.
Aşağıdaki malzemelere ihtiyacım var.
- I need the following items.
Aşağıdaki cümleleri Japoncaya çevir.
- Translate the following sentences into Japanese.
Lütfen hemşirenin emirlerine uyun.
- Please follow the nurse's directions.
Lütfen okul kurallarına uyun.
- Please follow the school rules.
Buradan canlı çıkmak istiyorsan, beni izle.
- If you want to get out of here alive, follow me.
Follow these instructions to the letter.
Follow that car!.
... The reason is as follows. ...
... dialogue that follows a stressful event that leads us ...