Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
|
Karanlıkta araba sürmek uçmak gibidir.
- Driving in the dark feels like flying!
Uçmak seyahat etmek için en hızlı yoldur.
- Flying is the quickest way to travel.
Tom binlerce saatlik uçuş zamanı olan uzman bir pilottur.
- Tom is an expert pilot with thousands of hours of flying time.
Lindbergh'in şansı ve uçuş bilgisi olmasaydı, Atlantiği geçmeyi asla başaramazdı.
- If it hadn't been for Lindbergh's luck and his knowledge of flying, he could never have succeeded in crossing the Atlantic.
Dün gece uçan bir UFO gördü.
- He saw a UFO flying last night.
Biz bir uçan daire gördük.
- We saw a flying saucer.
Biz Pasifik üzerinde uçuyoruz.
- We are flying over the Pacific.
Yarın Los Angeles'a uçuyoruz.
- We are flying to Los Angeles tomorrow.
flying visit.
flying fox.