Tom kızıştırılmış görünüyordu.
- Tom seemed to be flustered.
Tom biraz kızıştırılmış gibi görünüyor.
- Tom seems to be slightly flustered.
Tom telaşlı görünüyordu.
- Tom seemed flustered.
Sevdiği genç onunla konuşmak için geldiğinde, o telaşlandı.
- She got all flustered when the boy she likes came over to talk to her.
Tom kızıştırılmış görünüyordu.
- Tom seemed to be flustered.
Tom biraz kızıştırılmış gibi görünüyor.
- Tom seems to be slightly flustered.
Tom biraz kızışmış görünüyordu.
- Tom looked a little flustered.
Tom kızışmış ve biraz gergin oldu.
- Tom became flustered and a bit nervous.
Tom kızıştırılmış görünüyordu.
- Tom seemed to be flustered.
Tom biraz kızıştırılmış gibi görünüyor.
- Tom seems to be slightly flustered.
He seemed to get flustered when speaking in front of too many people.
The speaker became quite flustered when she dropped all her notes.
There is nothing more flustering than to wrestle with an unfamiliar piece of equipment in the presence of a class!.