Tom Fransızcayı akıcı olarak konuşan biri değildir.
- Tom isn't a fluent speaker of French.
Tom Japoncayı akıcı olarak konuşur.
- Tom is a fluent speaker of Japanese.
Bir yerde Esperanto'yu akıcı bir şekilde konuşan bir casus var.
- Somewhere there is a spy that speaks Esperanto fluently.
O, geçerli Fransızca konuşuyor ama o anlaşılır biçimde Almancada daha akıcı.
- He speaks passable French, but he is clearly more fluent in German.
Tom oldukça akıcı biçimde Fransızca konuştu.
- Tom spoke French quite fluently.
Tom Fransızcayı akıcı biçimde konuşur mu?
- Does Tom speak French fluently?
Akıcı bir biçimde Fransızca konuşuyor gibi görünüyorsun.
- You seem to speak French fluently.
Onun Amerikalı kadar akıcı bir biçimde İngilizce konuştuğunu duydum.
- I heard her speaking English as fluently as an American.
Rusçayı akıcı bir şekilde konuşabilmek isterim.
- I want to be able to speak Russian fluently.
O bir Amerikalı, ama o Japonya'da doğmuş ve büyümüş olduğu için, oldukça akıcı bir şekilde Japonca konuşabiliyor.
- He is an American, but as he was born and brought up in Japan, he can speak Japanese quite fluently.
He lived in Mexico, so he is able to speak Spanish fluently.
... was that you had a really cogent and fluent conversation ...