Kızlar benimle flört etmek isterse elimde değil.
- I can't help it if girls want to flirt with me.
Onunla flört ediyor musun?
- Are you flirting with him?
Tanıştığı her kadınla flört eder.
- He flirts with every woman he meets.
Tom Mary ile flört etti.
- Tom flirted with Mary.
Tom Mary'nin onunla flört ettiğini fark etmedi.
- Tom didn't notice that Mary was flirting with him.
Tom Mary'nin onunla flört ettiğini fark etmedi.
- Tom didn't notice that Mary was flirting with him.
Tom onunla flört ettiğimi düşünüyordu.
- Tom thought I was flirting with him.
Tom bütün gece Mary ile flört ediyordu.
- Tom has been flirting with Mary all night.
Tom ve Mary her zaman birbirleriyle flört ediyorlar.
- Tom and Mary are always flirting with each other.
Tom garsonla flört etti.
- Tom flirted with the waitress.
Tom ofisdeki pek çok kadınla flört etti.
- Tom flirted with many women in the office.
O bana bir flört yorumu yaptı.
- He made a flirty comment to me.
Kız kardeşimle flört etmeyi bırak.
- Stop flirting with my sister.
Tom Mary ile flört etmeye başladı.
- Tom began flirting with Mary.
Kızlar benimle flört etmek isterse elimde değil.
- I can't help it if girls want to flirt with me.
1915 Burgess, Thornton W., The Adventures of Chatterer the Red Squirrel, Little, Brown, and Company, Boston, Ch. XXI:.
1. She is amazingly flirty and sensual...
2. She had an appealing flirty smile.