Karanlıkta araba sürmek uçmak gibidir.
- Driving in the dark feels like flying!
Trenle seyahat etmeyi uçmaya tercih ederim.
- I prefer traveling by train to flying.
Tom binlerce saatlik uçuş zamanı olan uzman bir pilottur.
- Tom is an expert pilot with thousands of hours of flying time.
Elektrik prizinden uçuşan kıvılcımlar var.
- There are sparks flying out of the electric socket.
Havada uçan bir kuş sürüsü gördüm.
- I saw a flock of birds flying aloft.
UFO ne demek? Sanırsam, tanımlanamayan uçan nesne demek.
- What does U.F.O. stand for? It means Unidentified Flying Object, I guess.
Biz Pasifik üzerinde uçuyoruz.
- We are flying over the Pacific.
Lindbergh'in şansı ve uçuş bilgisi olmasaydı, Atlantiği geçmeyi asla başaramazdı.
- If it hadn't been for Lindbergh's luck and his knowledge of flying, he could never have succeeded in crossing the Atlantic.