Her iki yöntem kusursuz çalıştı.
- Both methods worked flawlessly.
Sistem kusursuz değil.
- The system isn't flawless.
Tom mükemmel Japonca konuşur.
- Tom speaks flawless Japanese.
Nasıl böyle kusursuz Almanca konuşabiliyorsun?
- How can you speak such flawless German?
Hepimizin kusurları var.
- We all have our flaws.
Tasarım hatası olduğunu mu ima ediyorsun?
- Are you suggesting it's a design flaw?
Bu planın hatası yok.
- This plan has no flaws.
The pianist's performance this evening was flawless.