Pohpohlayan bir arkadaş senin en kötü düşmanındır.
- A flattering friend is your worst enemy.
Pohpohlayan bir arkadaş senin en kötü düşmanındır.
- A flattering friend is your worst enemy.
O beni pohpohlamak istedi.
- She wanted to flatter me.
Onu pohpohlamak istedim.
- I wanted to flatter her.
O bana kompliman yapmak istedi.
- He wanted to flatter me.
Biz yöneticinin kibrini pohpohladık.
- We've flattered the director's vanity.
Pohpohlanmış olduğumu söylemeliyim.
- I must say I'm flattered.
The dress really did not look very flattering on her figure.