Hâlâ hafif bir topallamam var.
- I still have a slight limp.
Tom'un topallaması psikosomatik.
- Tom's limp is psychosomatic.
Yaşlı bir kadın cadde boyunca topalladı.
- An old woman limped along the street.
Tom hafif bir topallama ile yürür.
- Tom walks with a slight limp.
Tom'un son zamanlarda aksadığını görmedim.
- I haven't seen Tom limp recently.
Alman çoban caddeden aşağıya doğru aksayarak yürüyordu.
- The German Shepherd was limping down the street.