Tom and Mary are always flirting with each other.
- Tom ve Mary her zaman birbirleriyle flört ediyorlar.
He flirts with every woman he meets.
- Tanıştığı her kadınla flört eder.
The only girl Tom has ever dated is Mary.
- Tom'un şimdiye kadar flört ettiği tek kız Mary'dir.
Tom discovered that Mary had dated his best friend.
- Tom Mary'nin onun en iyi arkadaşıyla flört ettiğini keşfetti.
It looks like Tom is flirting with Mary.
- Tom Mary ile flört ediyor gibi görünüyor.
Tom has been flirting with Mary all night.
- Tom bütün gece Mary ile flört ediyordu.
He made a flirty comment to me.
- O bana bir flört yorumu yaptı.
Tom flirted with Mary at work.
- Tom işyerinde Mary ile flört etti.
Tom flirted with the waitress.
- Tom garsonla flört etti.
I can't help it if girls want to flirt with me.
- Kızlar benimle flört etmek isterse elimde değil.
Stop flirting with my sister.
- Kız kardeşimle flört etmeyi bırak.
Is it true that the French are masters at flirting?
- Fransızların flört etmede iyi oldukları doğru mu?
I can't help it if girls want to flirt with me.
- Kızlar benimle flört etmek isterse elimde değil.
Sami wanted to date Layla.
- Sami, Leyla'yla flört etmek istiyordu.
Would you like to go out with me?
- Benimle flört etmek ister misin?
Would you like to go out with me?
- Benimle flört etmek ister misin?
I'm not flirting with you!
- Seninle flört etmiyorum!
Tom didn't notice that Mary was flirting with him.
- Tom Mary'nin onunla flört ettiğini fark etmedi.
Tom flirted with the waitress.
- Tom garsonla flört etti.
Tom didn't notice that Mary was flirting with him.
- Tom Mary'nin onunla flört ettiğini fark etmedi.
Benimle çıkmak ister misin?
- Benimle flört etmek ister misin?