fiyatlar

listen to the pronunciation of fiyatlar
Турецкий язык - Английский Язык
(Ticaret) prices

Prices continue to climb. - Fiyatlar tırmanmaya devam ediyor.

Prices keep on soaring. - Fiyatlar yükselmeye devam ediyor.

prıces
fiyat
price

Prices keep going up. - Fiyatlar yükselmeye devam ediyor.

The multinational corporation lowered the price of several products. - Çok uluslu ticaret şirketleri çok sayıda ürünün fiyatını düşürdü.

fiyat
value

And the good news is that today the economy is growing again. Wages, incomes, home values and retirement accounts are all rising again. Poverty is falling again. - Ve iyi haber şu ki ekonomi tekrar büyüyor. Maaşlar, gelirler, ev fiyatları ve emeklilik hesapları yeniden artıyor. Yoksulluk yine düşüyor.

Don’t think of cost. Think of value. - Fiyatını düşünmeyin. Değerini düşünün.

fiyat
cost

How much do these black pants and red shirts cost? - Bu siyah pantolonların ve bu kırmızı gömleklerin fiyatı ne kadar?

Prices depend on the costs and the demand. - Fiyatlar maliyetlere ve talebe bağlıdır.

fiyat
figure
fiyat
damage
fiyat
valuation
fiyat
cut
fiyat
fee
fiyat
tollage
fiyat
(Ticaret) term

I'll agree to the terms if you lower the price. - Fiyatı düşürürsen şartları kabul ederim.

fiyat
(Diş Hekimliği) fees
fiyat
(Ticaret) quotation

We need a firm quotation by Monday. - Pazartesiye kadar bir firmanın fiyat teklifine ihtiyacımız var.

fiyat
damages
rekor fiyatlar
record-breaking prices
rekor fiyatlar
prices at highest
zirve yapmak (fiyatlar)
peak
fiyat
rate

Our rates are now lower! - Fiyatlarımız şimdi daha düşük!

The rates cover all the meals at the hotel. - Fiyat listesi, oteldeki tüm yemekleri kapsar.

fiyat
the price
fiyat
in price
esnek fiyatlar
(Ticaret) flexible prices
fiyat
terms

I'll agree to the terms if you lower the price. - Fiyatı düşürürsen şartları kabul ederim.

fiyat
{i} offer

We cannot offer a further price reduction under the current circumstances. - Biz, mevcut koşullar altında daha fazla fiyat indirimi teklif edemeyiz.

We offer competitive pricing. - Biz rekabetçi fiyatlandırma öneriyoruz.

fiyat
price tag

Tom looked at the price tag and realized he didn't have enough money. - Tom fiyat etiketine baktı yeterli parası olmadığının farkına vardı.

The product carries a high price tag. - Ürün yüksek bir fiyat etiketi taşımaktadır.

indirimli fiyatlar
popular prices
nisbi fiyatlar
(Ticaret) relative prices
reel fiyatlar
(Ticaret) real prices
rekor fiyatlar
record prices
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение fiyatlar в Турецкий язык Турецкий язык словарь

Fiyat
hediye
Fiyat
eder
fiyat
Alım veya satımda bir şeyin para karşılığındaki değeri, eder, paha
fiyat
Bir değer ile para birimi arasındaki ilişki
fiyat
Bir mal veya iş gücü için uygun görülen para karşılığı
fiyat
Alım veya satımda bir şeyin para karşılığındaki değeri, eder, paha: "Birkaç ev döşettiğim için mobilya fiyatlarından pek iyi anlarım."- Ö. Seyfettin
fiyat
Bir değer ile para birimi arasındaki ilişki: "Fiyatlarda istikrar ve dış ödemelerde dengeyi sağlayıcı, yatırım ve istihdam geliştirici tedbirler öngörülür..."- Anayasa
fiyatlar
Избранное