Colorless green ideas sleep furiously.
- Renksiz yeşil fikirler öfkeli bir şekilde uyur.
A good idea came across my mind.
- Aklıma iyi bir fikir geldi.
My friend put forward a good suggestion.
- Arkadaşım iyi bir fikir ileri sürdü.
May I make a suggestion?
- Fikir verebilir miyim?
What's your take on that? - O konuda senin fikrin nedir?.
Tom thought it was a good idea to take advantage of the opportunity that Mary had given him.
- Tom Mary'nin ona verdiği fırsattan yararlanmanın iyi bir fikir olduğunu düşündü.
I'm not sure if George will take to this idea.
- George'un bu fikirden hoşlanıp hoşlanmayacağından emin değilim.
Their views vary on the subject.
- Konudaki fikirleri değişik.
Tom should ask Mary for advice.
- Tom Mary'ye fikir sormalıdır.
Using muddy colors for this design is not a good idea.
- Bu tasarım için bulanık renkler kullanmak iyi bir fikir değil.
A good idea came to mind.
- Aklıma iyi bir fikir geldi.
Tom always tries to keep an open mind.
- Tom, her zaman açık fikirli olmaya çalışıyor.
Don't forget that wrong conceptions lead to wrong conclusions.
- Yanlış fikirlerin yanlış sonuçlara götürdüğünü unutma.
There was a violent clash of opinions between the two leaders.
- İki lider arasında şiddetli bir fikir çatışması vardı.
No one wants to listen to my opinions.
- Kimse benim fikirlerimi dinlemek istemiyor.
I had been thinking about our new project for two weeks, but I couldn't come up with a good idea.
- Ben iki haftadır yeni projemiz hakkında düşünüyorum. Fakat iyi bir fikir sunamadım.
Those ideas are alien to our way of thinking.
- Bu fikirler düşünme tarzımıza yabancı.
Tom was scared out of his wits.
- Tom onun fikirlerinden korkuyordu.