He plugged in the radio.
- O, radyonun fişini taktı.
Everybody dies, said the usually witty doctor as he pulled the plug on his old friend.
- Eski arkadaşının fişini çekerken, herkes ölür dedi genellikle nükteci doktor.
Please wait a moment while I write out your receipt.
- Ben fişinizi yazarken siz de lütfen bekleyin/iz.
I lost my receipt. Can I still get a refund?
- Fişimi kaybettim. Hâlâ bir geri ödeme alabilir miyim?
How do I use meal tickets?
- Yemek fişlerini nasıl kullanırım?
Sami lost his meal ticket.
- Sami yemek fişini kaybetti.
Tom pushed the plug into the socket.
- Tom fişi prize taktı.