Lütfen toplantı gündemindeki değişikliği not al.
- Please note the change in the meeting agenda.
Onlara bir teşekkür notu yazman gerektiğini düşünmüyor musun?
- Don't you think you ought to write them a thank-you note?
Benim için sürpriz oldu, ünlü psikolog çocuk kaçırmakla suçlandı.
- To my surprise, the noted psychologist was accused of a kidnapping.
O, ünlü bir şarkıcıdır.
- She is a noted singer.
Otel yemeği ile meşhurdur.
- The hotel is noted for its food.
I left him a note to remind him to take out the trash.
What's the best way to determine the gender of the child? Look between its legs.
- „Wie kann man am besten das Geschlecht des Kindes feststellen?“ – „Sieh ihm zwischen die Beine!“