O şiddetle politik doğruluğa karşı çıkıyor. - She is vehemently opposed to political correctness.
O şiddetle politik doğruluğa karşı çıkıyor.
She is vehemently opposed to political correctness.
Tom suçlamaları şiddetle reddetti. - Tom vehemently denied the accusations.
Tom suçlamaları şiddetle reddetti.
Tom vehemently denied the accusations.