feel, perceive through the senses; apprehend, understand

listen to the pronunciation of feel, perceive through the senses; apprehend, understand
Английский Язык - Турецкий язык

Определение feel, perceive through the senses; apprehend, understand в Английский Язык Турецкий язык словарь

sense
{f} algılamak
sense
{i} hissetme
sense
{i} duygu

Bir köpeğin koku alma duygusu, bir insanınkinden çok daha keskindir. - A dog's sense of smell is much keener than a human's.

O güçlü bir gözlem duygusuna sahiptir. - He has an acute sense of observation.

sense
{i} sağduyu

Diğer bir deyişle, sağduyudan şüphelenmelisin. - In other words, you should doubt common sense.

Eğitim yaptığın okulda yazı yazmanın yanı sıra sağduyuyu öğretmediler mi? - Didn't they teach you common sense as well as typing at the school where you studied?

sense
(Tıp) sanse
sense
doğrultu
sense
hasse
sense
anlayış

Onun espri anlayışı yoktur. - He has no sense of humor.

Öğretmenimizin harika bir espri anlayışı var. - Our teacher has a wonderful sense of humor.

sense
genel düşünce
sense
zekâ
sense
dili anlamak
sense
dirayet
sense
akıl
sense
{f} anlamak

Gerçekten onun ne kastettiğini anlamak için yeterli aklı vardı. - She had enough sense to understand what he really meant.

sense
(Tıp) His, duygu, duyu, sensus
sense
muhakeme
sense
{i} anlama

Ben ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. - I was trying to make sense of what had happened.

Gerçekten onun ne kastettiğini anlamak için yeterli aklı vardı. - She had enough sense to understand what he really meant.

sense
(isim) duyu, duygu, manâ, us, his, sezme, hissetme, sağduyu, algı, anlama, bilincinde olma, anlam, amaç, niyet, düşünce, kanı, eğilim, yön
sense
{i} eğilim
sense
{f} duyarlı olmak
Английский Язык - Английский Язык
{f} sense
feel, perceive through the senses; apprehend, understand

    Расстановка переносов

    feel, per·ceive through the senses; apprehend, un·der·stand

    Произношение

Избранное