Tom iyi bir şans tılsımı olarak bir kartal tüyünü saklıyor.
- Tom keeps an eagle feather as a good-luck charm.
Tom bir kuş tüyü yastıkla Mary'yi boğdu.
- Tom suffocated Mary with a feather pillow.
Saçında bir kuş tüyü var.
- You have a feather on your hair.
Tom bir kuş tüyü yastıkla Mary'yi boğdu.
- Tom suffocated Mary with a feather pillow.
Benim kuştüyümü gördün mü
- Have you seen my feather?
After striking the bird, the pilot feathered the left, damaged engine's propeller.
Nesting birds pluck some of their own feathers to line the nest, but feather plucking in pet birds is entirely different.
The stylist feathered my hair.