Onun güzelliği tarafından büyülendim. - I was fascinated by her beauty.
Onun güzelliği tarafından büyülendim.
I was fascinated by her beauty.
Tom ve Mary Japon çizgi filmi tarafından büyülendi. - Tom and Mary are fascinated by Japanese anime.
Tom ve Mary Japon çizgi filmi tarafından büyülendi.
Tom and Mary are fascinated by Japanese anime.