Hemen hemen işi bitirdi.
- He has all but finished the work.
Birçok küçük kasabaların ana yolları büyük ölçüde Wal-Mart gibi büyük devlerin sayesinde neredeyse bırakılmaktadırlar.
- The main streets of many small towns have been all but abandoned thanks, in large part, to behemoths like Wal-Mart.
Tom neredeyse vazgeçti.
- Tom has all but given up.
The food is all but finished.