Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
|
Saç tıraşı olmanın zamanı çoktan geldi.
- It's high time you had a haircut.
Koyu kahverengi saçları vardı.
- He had dark brown hair.
Onun kulağının dışında büyüyen çirkin tüyleri var.
- He has unsightly hairs growing out of his ears.
Hayalet görünce öyle korktum ki tüylerim diken diken oldu.
- When I saw the ghost, I was so frightened that my hair stood on end.
Çorbamda bir kıl var.
- There's a hair in my soup.
Hayvanların derisi kıllarla kaplı.
- The skin of animals is covered with hair.