Ay dünyadan en uzak mesafede olduğunda meydana gelen tutulma tipi halkalı güneş tutulmasıdır. Ay sonra güneş diskini tamamen engellemek için çok küçük görünür.
- The eclipse type that occurs when the Moon is at its farthest distance from the Earth is an annular eclipse. The Moon then appears too small to completely block out the disk of the Sun.
Neptün güneşten en uzak gezegendir.
- Neptune is the farthest planet from the Sun.
Bir şey alamayacak kadar çok uzak.
- To take something too far.
Havaalanı ne kadar uzak?
- How far away is the airport?
Gözden ırak olan, gönülden ırak olur.
- Far from eye far from heart.
Konuyu fazla abartıyorsun.
- You're carrying this too far.
Tom'un Mary'den daha fazla deneyimi var.
- Tom has far more experience than Mary.
Son zamanlarda, bilgisayar kullanımında artan çeşitlilik, ofis alanlarının çok ötesine uzandı.
- Recently, the increasing diversity of computer use has extended far beyond the realms of the office.
Jane'in veda konuşması bizi çok üzdü.
- Jane's farewell speech made us very sad.
Arabayı yarışa sokma.Biz mümkün olduğu kadar onu uzağa götürteceğiz.
- Don't race the car. We want to make it go as far as possible.
Tom ne kadar uzağa gittiğini görmek için kilometre sayacını kontrol etti.
- Tom checked his odometer to see how far he'd driven.
Kapıdan daha öteye gitmedi.
- He went no farther than the gate.
Onlar üç mil öteye yürüdü.
- They walked three miles farther.
Tom karısı Mary ile birlikte Boston'dan çok uzakta olmayan bir çiftlikte yaşıyor.
- Tom lives on a farm with his wife, Mary, not too far from Boston.
İstasyona ne kadar uzakta?
- How far is it to the station?
You have all come far and you will go farther.
He was far richer than we'd thought.
We are on the far right on this issue.
It was a far adventure, full of danger.
He went to a far country.
He moved to the far end of the state. She remained at this end.
Like father, like son.
- The apple does not fall far from the trunk.
Like father, like son.
- The apple doesn't fall far from the tree.
Tom turned off the engine, but left the headlights on.
- Tom motoru kapattı ama farları açık bıraktı.
Tom turned off the engine and shut off the headlights.
- Tom motoru kapattı ve farları kapattı.
Tom turned on the car's fog lights.
- Tom otomobilin sis farlarını açtı.
What is the difference between a lightning bolt and a lightning flash?
- Bir yıldırımla bir şimşek arasındaki fark nedir?
... farthest reaching arms control treaty in nearly 20 years. This would be a follow on to the ...