Hasta yardım almanın ötesindeydi, onun için doktorlar daha fazlasını yapamadı.
- The patient was quite beyond help, so that the doctors could do no more.
Gemi ufkun ötesinde kayboldu.
- The ship disappeared beyond the horizon.
Son zamanlarda, bilgisayar kullanımında artan çeşitlilik, ofis alanlarının çok ötesine uzandı.
- Recently, the increasing diversity of computer use has extended far beyond the realms of the office.
Söz konusu sorular ekonominin çok ötesine geçiyor.
- The questions involved go far beyond economics.
Takımım hiç çeyrek finalden öteye gidemedi.
- My team has never advanced beyond the quarter-finals.
Hayatın gizemi insan anlayışının dışındadır.
- The mystery of life is beyond human understanding.
İnsan bünyesi, Dünya dışındaki ortamlara uyum sağlayabilecek kadar esnek mi?
- Is the human condition flexible enough to adapt to environments beyond Earth?
Onlar kazandıklarından çok para harcıyorlar.
- They live beyond their means.
Tom kazandığından çok para harcıyor.
- Tom lives beyond his means.