The difference is this: he works harder than you.
- Fark bu: o senden daha çok çalışıyor.
Difference between Facebook and Twitter is, Twitter is a microblogging service.
- Facebook ve Twitter arasındaki fark, Twitter'ın bir mikroblog servisi olmasıdır.
It is important for English learners to remember the distinction between 'fun' and 'funny'.
- İngilizce öğrenenlerin 'eğlence ve 'eğlenceli' arasındaki farkı hatırlamaları önemlidir.
The age gap between them is rather large.
- Aralarındaki yaş farkı oldukça fazla.
Society does not encourage relationships between people who have a large age gap.
- Toplum büyük bir yaş farkı olan insanlar arasında ilişkiyi teşvik etmez.
Tom noticed something was odd.
- Tom bir şeyin tuhaf olduğunu fark etti.
Tom is well aware of the odds.
- Tom ihtimallerin farkındadır.
It wouldn't matter to me.
- Benim için fark etmez.
It doesn't matter to me.
- Benim için farketmez.
The cancer had spread to several organs.
- Kanser farklı organlara yayıldı.
Diversity is what gives us strength.
- Bize güç veren şey farklılıktır.
Tom didn't seem to notice any problems.
- Tom herhangi bir sorun olduğunu fark etmiş gibi görünmüyordu.
Nobody is going to notice, I suppose.
- Sanırım kimse fark etmeyecek.
Tom is well aware of the odds.
- Tom ihtimallerin farkındadır.