It took him only a few minutes to realize his mistakes.
- Hatalarını fark etmek onun sadece birkaç dakikasını aldı.
It took him a while to realize the situation.
- Durumu fark etmek onun biraz zamanını aldı.
He couldn't help but notice the beautiful woman walking down the beach.
- Sahilde yürüyen güzel kadını fark etmekten kendimi alamadım.
Tom was too busy to notice what was happening.
- Tom ne olduğunu fark etmek için çok meşguldü.
Tom didn't notice the mud on his shoes.
- Tom ayakkabılarındaki çamuru farketmedi.
He's bound to notice your mistake.
- Onun hatanı farketmesi kesin.
Snakes can be hard to spot.
- Yılanları fark etmek zor olabilir.