Tek gidiş bilet ücreti bir dolardır.
- The fare is one dollar each way.
Otobüs bilet ücreti arttırıldı.
- The bus fare was raised.
Bu akşam onun için bir veda partisi düzenliyoruz.
- We are giving a farewell party for him tonight.
Tom Mary için bir veda partisi yapmamızı önerdi.
- Tom suggested that we have a farewell party for Mary.
Üniversitede fizik dersini başaramadım ama kimyayı başardım.
- In college, I fared ill with physics and well with chemistry.
Taksiden inmeden önce yol parasını öderiz.
- Before we get out of the taxi, we pay the fare.
Osaka'dan Akita'ya yol parası nedir?
- What is the fare from Osaka to Akita?
A cat ran after a mouse.
- Bir kedi bir fareyi kovaladı.
This mouse was killed by my cat.
- Bu fare benim kedim tarafından öldürüldü.
If jumps too high the rat - it's captured by the cat.
- Fare çok yükseğe sıçrasa da, kedi tarafından yakalanır.
Rats desert a sinking ship.
- Fareler batan gemiyi terkederler.
Elephants are several times the size of mice.
- Filler farelerden kat kat büyüktür.
The mice ate some of the bread.
- Fareler ekmeğin bir kısmını yedi.
What colour is this house mouse?
- Bu ev faresi ne renktir?