fairly well

listen to the pronunciation of fairly well
Английский Язык - Турецкий язык
fena değil
oldukça iyi

Yüzme oldukça iyi yapabildiğim bir şey. - Swimming is one thing I can do fairly well.

Tom dün girdiği sınavda oldukça iyi yaptı. - Tom did fairly well on the test he took yesterday.

idare eder
all right
tamam

Bob benim tavsiyemi dinleseydi, şimdi her şey tamam olacaktı. - If Bob had taken my advice, everything would be all right now.

Sanırım o şimdi tamam. - I think it's all right now.

all right
olur

Bunu yaparsam sorun olur mu? - Is it all right if I do this?

Bu öğleden sonra erken gidersek doğru olur mu? - Is it all right if I leave early this afternoon?

all right
fena değil
all right
doğru

Bu öğleden sonra erken gidersek doğru olur mu? - Is it all right if I leave early this afternoon?

Tom'un tamamen doğru yaptığını düşünüyordum. - I thought Tom did all right.

all right
(Konuşma Dili) tamam tamam
all right
(Konuşma Dili) başarılı
all right
bir şeyi yok
all right
iyi durumda
all right
sağlıklı
all right
hay hay
all right
yolunda

Şimdi her şey yolunda. - Everything is all right now.

Şimdiye kadar her şey yolunda. - It is all right so far.

all right
(Konuşma Dili) eh işte
all right
(Konuşma Dili) rahatı yerinde
all right
(Konuşma Dili) kabul edilebilir
all right
(Konuşma Dili) tatminkar
all right
(Konuşma Dili) kuşkusuz ki
all right
yakşı yağdayda
all right
idare eder
all right
zarar görmemiş
all right
peki
Английский Язык - Английский Язык
all right

That went all right, I suppose.

fairly well

    Расстановка переносов

    fair·ly well

    Турецкое произношение

    ferli wel

    Произношение

    /ˈferlē ˈwel/ /ˈfɛrliː ˈwɛl/
Избранное