O zaten başarısızlıklarının üstesinden geldiğini söylüyor.
- He says he has already overcome his failures.
Onun hayatı uzun bir başarısızlıklar dizisiydi.
- His life was a long series of failures.
Kamyonun bir debriyaj arızası vardı.
- The truck had a clutch failure.
Onun projesi başarısızlıkla sona erdi.
- His project ended in failure.
O, kendini öldürmeye çalıştı fakat o başarısızlıkla sonuçlandı.
- He tried to kill himself but it ended in failure.
Hatamdan dolayı annem hayal kırıklığına uğradı.
- My mother was disappointed by my failure.
O tam bir fiyaskoydu.
- It was a complete failure.
Tek bir hata, ve sen bir fiyaskosun.
- A single mistake, and you are a failure.
Hatası için kötü şansını suçluyor.
- He blames his failure on bad luck.
Hata için kim suçlanacak?
- Who is to blame for the failure?
Batmanın eşiğindeyiz.
- We're on the border of failure.
We do not tolerate failure.
- We don't tolerate failure.
We don't tolerate failure.
- We do not tolerate failure.
... some failures, but obviously some huge successes. ...
... make sure that they weren't labeled as failures. ...