O, unutmak için içtiğini söylüyor.
- He says he drinks to forget.
Biz affedebiliriz fakat unutmak imkansızdır.
- We can forgive, but forgetting is impossible.
Lütfen mektupları postalamayı unutma.
- Please don't forget to post the letters.
Sana söylediklerimi unutma.
- Don't forget what I told you.