Bu durumda belirleyici faktör neydi?
- What was the determining factor in this case?
Bu durum hipotezimi destekliyor.
- These facts support my hypothesis.
Bu olay hakkındaki gerçeği bilmek istiyor musun?
- Would you like to know the truth about this fact?
Bu gerçek bir olaydır.
- That is an actual fact.
Gerçekler uzun yıllar boyunca açıklanmadı.
- The facts did not become public for many years.
Gerçekleri abartmayalım.
- Let's not exaggerate the facts.
Olgun insanlar fikirler hakkında konuşur, aydınlar gerçekler hakkında, ve sıradan insanlar da ne yedikleri hakkında konuşurlar.
- Wise men talk about ideas, intellectuals about facts, and the ordinary man talks about what he eats.
Bir kaynak olmadan olgusal ifadeler üretmeyin.
- Don't make factual statements without a source.
Yukarıdaki metin konuyla ilgili kesin bilgiler içermiyor.
- The text above contains no accurate facts on the matter.
O fabrika, bilgisayar üretimi içindir.
- That factory is for the manufacture of computers.
Let's look at the facts of the case before deciding.
There is no doubting the fact that the Earth orbits the Sun.
The facts about space travel.
He had become an accessory after the fact.
... facts, or property-like rights and facts, about you that don't make any sense. Like, ...
... but just to prove how little facts can influence behavior as a French doctor ...