Sana gerekten korkunç bir şey göstereyim.
- Let me show you something really awesome.
Bunun korkunç olduğunu düşünüyorum.
- I think it's awesome.
Parlak bir fikir ileri sürdüm.
- I've come up with a brilliant idea.
Parlak bir gelecek onun önünde uzanıyor.
- A brilliant future lay before him.
Tom'un zeki olduğunu düşünüyorum.
- I think Tom is brilliant.
Tom inanılmaz derecede zeki.
- Tom is incredibly brilliant.
Sen görkemli bir iş yaptın.
- You've done a brilliant job.
Ordu savaş sırasında bir dizi görkemli eylemlerde yer aldı.
- The army was involved in a number of brilliant actions during the battle.