He took advantage of the opportunity to visit the museum.
- O,müzeyi ziyaret etme fırsatından yararlandı.
He made the best of the opportunity.
- O, fırsatı en iyi şekilde değerlendirdi.
If there is a suitable occasion, I'll introduce you to him.
- Uygun bir fırsat varsa, sizi onunla tanıştıracağım.
I never have had occasion to use it.
- Bunu kullanma fırsatım hiç olmadı.
He made the most of the chance.
- O, fırsatını iyi kullandı.
Don't let this chance slip by.
- Bu fırsatı kaçırmayın.
New opportunities are opening up to you.
- Yeni fırsatlar sana açılıyor.
We caught a big break.
- Büyük bir fırsat yakaladık.
Give me a break. If you have something to say, stop making faces and say it.
- Bana bir fırsat ver. Söyleyecek bir şeyin varsa, surat asmayı bırak ve onu söyle.
This is a big opportunity for you to show what you can do.
- Ne yapabileceğini göstermen için bu büyük bir fırsat.
Last night provided a good opportunity to see a meteor shower.
- Dün gece bir meteor yağmuru görmek için iyi bir fırsat sağladı.