To bake bread.
Tom used to work in a bakery.
- Tom bir fırında çalışırdı.
The girl who works at the bakery is cute.
- Fırında çalışan kız sevimlidir.
The heat of the furnace warmed the whole house.
- Fırının ısısı bütün evi ısıttı.
A serviceman inspected our furnace.
- Bir servis elemanı bizim fırını denetledi.
Microwaves penetrate the food in the oven.
- Mikrodalgalar fırında yemeğe nüfuz eder.
Place the pan in the oven.
- Tavayı fırına yerleştir.
Run and get some bread from the baker's!
- Koş ve fırından bir ekmek al.
The young lady in the baker's shop is beautiful.
- Fırıncı dükkanındaki genç bayan güzeldir.
This factory manufactures electric stoves.
- Bu fabrikalar elektrikli fırın üretir.