Hasta tamamen iyileşti.
- The patient made a full recovery.
Bir hasta geç dönem kürtaj yapılabilir mi?
- Can a case be made for late-term abortions?
Kırık kapıya geçici bir onarım yaptım.
- I made a temporary repair to the broken door.
Onun kalesi kırık camdan yapılmıştı.
- His castle was made of broken glass.
Ultraviyole ışınlarının ani artışı araştırmacıları ozon deliklerinin varlığına inandırdı.
- The sudden increase of ultraviolet rays made the researchers believe in the existence of ozone holes.
Tom bir deli gibi çalıştı.
- Tom worked like a madman.
Eşiniz size çok kızgın.
- Your wife is mad at you.
Tom'un bana çok kızgın olmadığını umuyorum.
- I hope Tom's not too mad at me.
Çağırılmadığı için sinirliydi.
- He was mad because he was not invited.
Tom sinirli görünüyordu.
- Tom looked like he was mad.
Tom Mary'ye çılgıncasına âşıktı.
- Tom was madly in love with Mary.
Bir çılgınla benim aramdaki tek fark benim bir çılgın olmamamdır.
- The only difference between me and a madman is that I'm not mad.
O kadar üzgündü ki neredeyse çıldırmıştı.
- He was so sad that he almost went mad.