Orijinal qipao geniş ve boldu.
- The original qipao was wide and loose.
Bir alıcı piyasası malların bol olduğu, alıcıların çok çeşitli seçimlere sahip olduğu, ve fiyatların düşük olduğu bir piyasadır.
- A buyers' market is a market in which goods are plentiful, buyers have a wide range of choices, and prices are low.
New York'un caddeleri çok geniştir.
- The streets of New York are very wide.
Bu böcekler geniş bir alana yayıldılar.
- These insects are widely distributed.
Seçilmiş olanlar kapsamlı tıbbi ve psikolojik testlerle yüzleşmek zorunda kalacak.
- Those selected will have to face extensive medical and psychological tests.
Yangın geniş çaplı hasara neden oldu.
- The fire caused extensive damage.
Zarar çok geniş çaplıdır.
- The damage is too extensive.
Bu dergi yaygın olarak dolaşır.
- This magazine circulates widely.
Geçmiş, şimdi ve gelecek arasındaki ayrım sadece çok yaygın yanılsamadan başka bir şey değildir.
- Difference between the past, present, and future is nothing but an extremely widespread illusion.
O kadar yoğun yandı ki çocukları onu artık tanımadı.
- She was burned so extensively that her children no longer recognized her.
Bölgede yoğun sağanak bekleniyor.
- Extensive rainfall is expected throughout the region.
Arka kapı sonuna kadar açık.
- The back door's wide open.
Kapı sonuna kadar açıktı.
- The door was wide open.
Zarar çok geniş çaplıdır.
- The damage is too extensive.
İki öğrenci arasında fikirlerde büyük bir uçurum vardır.
- There is a wide gap in the opinions between the two students.
Saat sabahın üçü fakat ben tamamen uyanığım ve çabalasamda uyuyamadım.
- It's already 3 a.m., but I'm wide awake and couldn't fall asleep if I tried.
Tom bütün gece tamamen uyanık kaldı.
- Tom remained wide awake the whole night.
Hokkaido'daki deprem büyük hasara sebep oldu.
- The earthquake in Hokkaido caused extensive damage.
Sel köye büyük hasar verdi.
- The flood did the village extensive damage.
Fadıl kapıyı ardına kadar açık buldu.
- Fadil found the door wide open.
Tom gözlerini ardına kadar açtı.
- Tom opened his eyes wide.
He has read and traveled extensively.
He became more extensively involved than he intended.
He travelled far and wide.
... that originated in lndia but is used extensively in the Arab world. ...
... accident? Are there deep reasons? These are matters that are extensively debated. ...