Aslında, yerleşik halk radyoaktif ışınlara maruz kalmaktadır.
- In fact, the inhabitants have been exposed to radioactive rays.
Sıkıntılı günlere karşı biraz para biriktirmelisiniz.
- You should save some money against a rainy day.
Üniversite arkadaşım terör karşıtı.
- My university friend is against terror.
Komutan adamlarını silah atışına maruz bıraktı.
- The commander exposed his men to gunfire.
Askerler düşman ateşine maruz kaldı.
- The soldiers were exposed to the enemy's fire.
O, yasalara aykırıdır.
- This is against the law.
O, yasalara aykırıdır.
- That's against the law.
Yen dolar karşısında hâlâ düşük.
- The yen is still low against the dollar.
Avrupa para birimleri dolar karşısında zayıfladı.
- The European currencies have weakened against the dollar.
Tepe ortada, ağaçsız.
- The hill is exposed, with no trees.
Şimdi her şey ortada.
- Now everything's exposed.
Nükleer savaşa karşı olmak için kuantum fiziğinde bir doktoraya ihtiyacın yok.
- You don't need a PhD in quantum physics to be against nuclear war.
Her zaman birtakım tehlikeye maruz kalırız.
- We are always exposed to some kind of danger.
Birçok tehlikelere maruz kaldı.
- He was exposed to many dangers.
Fadıl karanlık sırrını açıkladı.
- Fadil exposed his dark secret.
... We're all exposed to infectious agents all the ...
... thousand site exposed to the rough continental climate ...