Anne, sen bir sömürücüsün!
- Mammy, you are an exploiter!
Onu sömürmeye gerek yok.
- No need to exploit it.
Polis cinayetlerin bulunduğu yere yakın bir çöp kutusunda ezilmiş iki cep telefonu buldu ve onların içerdikleri veriyi kullanmaya çalışıyor.
- The police found two crushed mobile phones in a trash can near the site of the killings and are attempting to exploit the data contained in them.
Bazı insanlar kendi kişisel bağlantılarını kullanarak avantaj kazanmaya çalışır
- Some people try to gain advantage by exploiting their personal contacts.
Dan göçmen işçileri köle gibi sömürdü.
- Dan exploited immigrant workers like slaves.
Anne, sen bir sömürücüsün!
- Mammy, you are an exploiter!
Not only must she receive unheard-of personal favours , but she must immediately write about them and exploiter them professionally.
The first trek to the summit of Mount Everest was a stunning exploit.