Tom yer, uyur ve müzik solur.
- Tom eats, sleeps and breathes music.
Tom yer, uyur ve beyzbol solur.
- Tom eats, sleeps and breathes baseball.
Su altında nefes alabilmenin hayalini kurardım.
- I used to dream about being able to breathe underwater.
Tom nefes almayı çok zor buldu.
- Tom found it very difficult to breathe.
Nefes almak zorlaşıyor.
- It's getting harder to breathe.
Burada nefes almak mümkün değil.
- It's not possible to breathe here.