existing or occurring at the moment

listen to the pronunciation of existing or occurring at the moment
Английский Язык - Турецкий язык

Определение existing or occurring at the moment в Английский Язык Турецкий язык словарь

current
(Askeri) YÜRÜRLÜKTEKİ; KULLANILMAKTA OLAN; CARİ
current
(Elektrik, Elektronik) elektrik cereyanı
current
şu anki

Ben şu anki gelirimden memnunum. - I'm satisfied with my current income.

Tom Mary'nin şu anki işinden istifa etmesi ve yeni bir tane bulması gerektiğini önerdi. - Tom suggested that Mary should resign from her current job and find another one.

current
kullanılan
current
güncel

Tom raporu güncel bir web sitesinde buldu. - Tom found the report on a current website.

Ben önemli haberleri güncel tutmaya çalışıyorum. - I try to keep current with important news.

current
bugünkü
current
geçerli

Birtakım Avrupa ülkelerinde geçerli para birimi avrodur. Simgesi € şeklindedir. Bir avro yaklaşık iki Türk lirası değerindedir. - In several European countries, the current currency is the euro. Its symbol is €. One euro is worth about two Turkish lira.

Dünyada sonsuzluktan daha korkunç bir şey varsa, o zaman bu muhtemelen benim diploma tezinin geçerli ilerlemesidir. - If there's something more terrifying in the world than eternity, then it's probably the current progress of my diploma thesis.

current
yaygın

Eski inanç hala yaygın olarak geçerlidir. - The old belief is still widely current.

current
cari
current
{s} şimdiki

Tom Mary'nin şimdiki erkek arkadaşıdır. - Tom is Mary's current boyfriend.

Şimdiki ekonomik kriz için cumhuriyetçi parti suçlanacak mı? - Is the GOP to blame for the current economic crisis?

current
akım

Ben saydam bir göz küresi olurum; ben hiçbir şeyim; Ben her şeyi görürüm; Evrensel varlığın akımları beni dolaşır; Ben Allah'ın parçası ya da parçacığıyım. - I become a transparent eyeball; I am nothing; I see all; the currents of the Universal Being circulate through me; I am part or particle of God.

Pencere açmaktan kaçının; Sırtımda hava akımlarını hissetmek için büyük arzusu yok. - Avoid opening the window; I have no great desire to feel air currents on my back.

current
içinde bulunulan an dilimi, akım (elektrik), akıntı (su, nehir...)
current
tutulan
current
şimdiki zamana ait
current
current expenses günlük masraflar
current
(isim) akım, akıntı, cereyan; eğilim
current
current history bugünün tarihi
current
revaçta olan
Английский Язык - Английский Язык
current

current negotiations.

existing or occurring at the moment

    Расстановка переносов

    existing or oc·cur·ring at the mo·ment

    Турецкое произношение

    îgzîstîng ır ıkırîng ät dhi mōmınt

    Произношение

    /əgˈzəstəɴɢ ər əˈkərəɴɢ ˈat ᴛʜē ˈmōmənt/ /ɪɡˈzɪstɪŋ ɜr əˈkɜrɪŋ ˈæt ðiː ˈmoʊmənt/
Избранное