Tom'un karısı, mücevherlerini sergilemekten hoşlanıyor.
- Tom's wife loves to exhibit her jewelry.
Tom, Mary'ye John'un sanat sergisine gidip gitmeyeceğini sordu.
- Tom asked Mary if she'd go to John's art exhibit.
İlk ödülünü sergide kazandı.
- She won first prize in the exhibition.
Bu bütün teşhirciliğe katlanamam!
- I cannot stand this whole exhibitionism!
Tüm bu teşhirciliğe karşı nefret hissediyorum.
- I feel an aversion toward all this exhibitionism.
Tom'un karısı, mücevherlerini sergilemekten hoşlanıyor.
- Tom's wife loves to exhibit her jewelry.
Resimlerini Japonya'da sergilemeyi düşünüyor.
- He hopes to exhibit his paintings in Japan.
Sergilere dokunmayın.
- Do not touch the exhibits.
Lütfen sergilere dokunma.
- Please don't touch the exhibits.
Sergi çok etkileyiciydi.
- The exhibition was very impressive.
İlk ödülünü sergide kazandı.
- She won first prize in the exhibition.
Gösteri küçük çaplı bir rezalet çıkardı.
- The exhibition caused a minor scandal.
Bu bütün teşhirciliğe katlanamam!
- I cannot stand this whole exhibitionism!
Bir teşhirci bir sapık için ideal bir ortak olurdu.
- An exhibitionist would be the ideal partner for a voyeur.
The museum's new exhibit is drawing quite a crowd.
Exhibit A is this photograph of the corpse.
He wanted to exhibit his baseball cards.
Will you be exhibiting this year?.
The players exhibited great skill.
I now exhibit this bloody hammer.