Her sabah erken kalkmaya gayret edeceğim.
- I'll make an effort to get up early every morning.
Eğer gayret etmezse, hiç kimse İngilizceye hakim olamaz.
- No one can master English if he doesn't make effort.
Çabalarının başarıyla sonuçlanacağından eminim.
- I'm sure your efforts will result in success.
Lojban'ın geliştirilmesinde, dili ilk aşamasından beri tarafsız tutmak için çabalar tutarlı olarak yapılmıştır.
- In the development of Lojban, efforts were consistently made since the initial phase to keep the language culturally neutral.
Bu yaşlı politikacılar neden yeniden seçilmeye çalışmak için bu kadar çok zaman ve emek harcıyorlar? Hayatlarının çok daha uzun sürmesi muhtemel değildir.
- Why do these elderly politicians spend so much time and effort trying to get reelected? Their lives are not likely to last much longer.
Ortak çalışmaya dayalı bir çabaydı.
- It was a collaborative effort.
O, çaba harcamadan ağaca tırmandı.
- He climbed up the tree without effort.
Amaçlarımıza ulaşmak için her zaman çaba harcamak zorundayız.
- We always have to make efforts to reach our goals.
Böyle zor zamanlarda girişimin hiçbir sıradan derecesi şirketi tehlikeden uzak tutmayacaktır.
- In difficult times like these, no ordinary degree of effort will get our company out of danger.