Tom oldukça coşkulu, değil mi?
- Tom is quite enthusiastic, isn't he?
Astronotlar kendi coşkulu tezahüratları ve alkışlarlarıyla karşılandı.
- The astronauts were greeted by their enthusiastic cheers and applause.
Sen çok istekli görünmüyorsun.
- You don't seem very enthusiastic.
O duygularını sakladı ve istekliymiş gibi davrandı.
- He hid his emotions and pretended to be enthusiastic.
Tom çok hevesli değil, değil mi?
- Tom isn't very enthusiastic, is he?
Tom hevesli görünüyor.
- Tom seems enthusiastic.