Bu giysi üç gün içinde değiştirilebilir.
- This garment is exchangeable within three days.
Biz biraz para bozdurmak için bankaya gitmeliyiz.
- We must go to the bank to exchange some money.
Günaydın. 600 ABD doları bozdurmak istiyorum. Bugünkü kur nedir?
- Good morning. I would like to exchange US$ 600. What is the rate today?
Tom ve Mary numaraları değiş tokuş etti.
- Tom and Mary exchanged numbers.
Onlar mahkumları değiş tokuş etme kararı aldılar.
- They decided to exchange prisoners.
Para takas etmek istiyorum.
- I would like to exchange money.
Nerede dolar lirayla takas edilebilir?
- Where can dollars be exchanged for pounds?
Sizinle yapılan takaslar sonsuza dek sürecek gibi görünüyor.
- Exchanges with you seem to go on endlessly.
Bugün döviz kuru nedir?
- What's the exchange rate today?
Bugün döviz kuru nedir?
- What is the exchange rate today?
Yen'i dolarla değiştirebileceğim bir banka var mı?
- Is there a bank where I can exchange yen for dollars?
Yen'i dolarla değiştirdim.
- I exchanged yen for dollars.
İki ülke arasında kültürel değişim devam ederken, onların karşılıklı anlayışı daha da derinleşti.
- As cultural exchange continued between the two countries, their mutual understanding became even deeper.
Jim değişim öğrencisi olarak Japonya'da bizimle kaldı.
- Jim stayed with us while he was in Japan as an exchange student.
Bugünkü döviz kuru nedir?
- What's today's exchange rate?
Yen için tam döviz kurunu bilmek istiyorum.
- I'd like to know the exact exchange rate for yen.
Eğer mümkünse, bunu daha büyük bir bedenle değiştirmek istiyorum.
- If it's possible, I'd like to exchange this for a larger size.
Cumhuriyet hükümeti, kriz planını değiştirmeyi tartıştı.
- The government of the republic discussed the exchange crisis plan.
Bu kitabı başka bir tanesiyle değiştirmek istiyorum.
- I'd like to exchange this book for another one.
Bunu daha küçük boyutuyla değiştirmek istiyorum.
- I want to exchange this for a smaller size.
Onlar bir bankaya gitselerdi daha iyi bir değişim oranı alırlardı.
- They would have gotten a better exchange rate if they had gone to a bank.
Koministler gerçekten büyük bir kumarhane olan borsaya inanmazlar.
- Communists don't believe in the stock exchange, which is really a big casino.
Şirket, Tokyo Menkul Kıymetler Borsası'nda işlem görüyor.
- The company is listed on the Tokyo Stock Exchange.
New York Amerika'da borsanın merkezidir.
- New York is the center of the stock exchange in America.
After an exchange with the manager, we were no wiser.
I'd like to exchange this shirt for one in a larger size.
All in all, it was an even exchange.