Mary son derece güzel bir kız.
- Mary is an exceptionally beautiful girl.
Mary son derece çekici.
- Mary is exceptionally attractive.
Bir kedi haricinde ev boştu.
- The house was empty except for a cat.
Suyla vaftiz etmem için beni gönderen kişinin bana söylediğinin haricinde...
- Except that the one who sent me to baptize with water told me...
Fevkalade sabır gereklidir.
- Exceptional patience is required.
Pazar günleri hariç her gün çalışırım.
- I work every day except for Sundays.
Birçok ülkede, Arap ülkeleri ve İsrail hariç genellikle Cumartesi ve Pazar, hafta sonu günleri olarak ilan edilmiştir.
- In most countries, with the exception of the Arab countries and Israel, Saturday and Sunday are defined as the weekend.
Çok yakışıklı bir prens istisnai güzel bir prensesle tanıştı.
- A very handsome prince met an exceptionally beautiful princess.
Bu istisnai bir durumdur.
- This is an exceptional case.
Benim dışında herkes meşgul.
- Everybody is busy except me.
Ben onun bir piyanist olması dışında onun hakkında hiçbir şey bilmiyorum.
- I know nothing about her except that she is a pianist.
Olağanüstü bir şey yapmadım.
- I've done nothing exceptional.
Sherlock Holmes'ün olağanüstü problem çözme becerileri vardı.
- Sherlock Holmes had exceptional problem-solving skills.
Her kural için istisnalar vardır.
- Every rule has its exceptions.
Bu istisnai bir durumdur.
- This is an exceptional case.
Ona katlanmaktan başka seçimimiz yoktu.
- We had no choice except to put up with it.
Beklemekten başka, bir şey yapılamazdı.
- Nothing could be done, except wait.
Bu saati satın alırdım fakat çok pahalı.
- I would buy this watch, except it's too expensive.
Çok yakışıklı bir prens istisnai güzel bir prensesle tanıştı.
- A very handsome prince met an exceptionally beautiful princess.
Bu istisnai bir durumdur.
- This is an exceptional case.
Offensive wars, except the cause be very just, I will not allow of.
I never made fun of her except teasingly.
he was a great lover of music, and perhaps, had he lived in town, might have passed for a connoisseur; for he always excepted against the finest compositions of Mr Handel.
The quality of the beer was exceptional.
... experience flight conditions are exceptionally good ...